Yönetim Kurulu ve Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumlulukları

1. Giriş

Anonim şirketlerin yönetim kurullarının (“Yönetim Kurulu”) asli görev ve yükümlülükleri Türk Ticaret Kanunu [1] (“TTK”) kapsamında düzenlenmiştir. Bunun yanında, Türk Ceza Kanunu [2], Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (“Sosyal Güvenlik Kanunu”) [3], Vergi Usul Kanunu [4], Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun [5] ve İcra ve İflas Kanunu da [6] bu görev ve yükümlülüklere aykırı davranan Yönetim Kurulu’nun hukuki, idari ve cezai sorumluluklarını düzenlemektedir.

2. Yönetim Kurulunun Görev ve Yükümlülükleri

TTK’nın temel ilkesi gereği, anonim şirketler, Yönetim Kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur. Bununla birlikte, kural olarak, şirketi yönetme ve/veya temsil yetkisi, kısmen veya tamamen, Yönetim Kurulu üyelerinden bir veya birkaçına veya esas sözleşmeye, kurumsal iç düzenlemelere ve yürürlükteki yasalara uygun olarak yerine getirmek üzere üçüncü kişi gerçek kişilere ve/veya tüzel kişilere de devredilebilir. Bu kuralın istisnası, TTK’nın 375. maddesinde düzenleme altına alınmış ve

a. şirketin üst düzey yönetimi;
b. şirketin yönetim organizasyonunun belirlenmesi;
c. şirketin yönetimi için gerekli olan muhasebe, mali denetim ve mali planlamanın organize edilmesi;
d. yöneticilerin, imza sahiplerinin atanması, görevden alınması ve benzeri yönetim konuları;
e. yönetim personelinin esas sözleşmeye, iç düzenlemelere ve Yönetim Kurulu’nun yazılı direktiflerine uygunluğunun denetlenmesi;
f. kurumsal defterlerin, yıllık faaliyet raporlarının, kurumsal yönetim beyanının yönetilmesi ve sürdürülmesi; söz konusu defter ve raporların genel kurula sunulması; genel kurulun toplantıya çağırılması, genel kurul düzenlenmesi ve genel kurul kararlarının uygulanması; ve
g. şirketin iflasının mahkemeye bildirilmesine ilişkin,

görev ve yetkilerin devredilemeyeceği kesin olarak hükme bağlanmıştır. Bunun yanında, Yönetim Kurulu’nun her bir üyesi görevlerini yerine getirirken ve yetkilerini kullanırken,

a. şirketin görevlerini yerine getirmek ve işlerini yönetmek konusunda ihtiyatlı ve özenle hareket etmek;
b. görev süresince ve görev süresinden sonra her zaman şirket bilgilerini gizli tutmak;
c. şirketin iyi niyet ilkelerine ve şirketin ve pay sahiplerinin çıkarlarına uygunluğunu sağlamak için şirketin yönetimini ve işlerini izlemek ve denetlemek;
d. TTK’nın 396. maddesi uyarınca genel kurul tarafından yetki verilmedikçe, kendi hesaplarında veya üçüncü şahısların hesaplarında şirket kapsamında ticari mahiyette herhangi bir işlem yapmamak ve benzeri işlerle uğraşan bir şirketle ortak sıfatıyla sınırsız sorumlu ortak olarak çalışmamak;
e. TTK’nın 393. maddesi uyarınca kendilerinin veya bazı yakınlarının menfaatlerini ilgilendiren konularda Yönetim Kurulu toplantılarına katılmaktan kaçınmak; ve
f. TTK’nın 395. maddesi uyarınca Yönetim Kurulu’na genel kurul tarafından yetki verilmedikçe şirketle kendisi veya başkası adına herhangi bir işlem yapmamak

yükümlülüğündedir.

3. Yönetim Kurulu’nun Sorumlulukları

Yönetim Kurulu üyeleri ve yönetim yetkisine sahip üçüncü kişiler, görev ve sorumluluklarını basiretli bir şirket yöneticisinden beklendiği gibi gereği gibi yerine getirmek ve şirket çıkarlarını korumakla yükümlüdür. Öyle ki, Yönetim Kurulu üyeleri, Yönetim Kurulu’nun ve/veya Yönetim Kurulu üyesi sıfatıyla gerçekleştirilen işlem ve eylemlerden, kusurlu olmadıklarını ispat etmedikleri sürece sorumlu tutulurlar.

Söz konusu sorumluluk temel olarak ana sözleşmeden ve yürürlükteki kanunlardan kaynaklanmaktadır. Yönetim veya temsil yetkisinin kısmen veya tamamen belirli Yönetim Kurulu üyesine/üyelerine veya herhangi bir üçüncü kişiye/kişilere devredilmesi veya verilmesi halinde, diğer Yönetim Kurulu üyeleri, devredilen/verilen yetki ölçüsünde sorumluluktan kurtulur. Başka bir deyişle, kural olarak, belirli bir işlev üzerinde yetkinin olmadığı durumlarda sorumluluk da olmayacaktır. Bununla birlikte, Yönetim Kurulu üyeleri, atanan veya yetkilendirilen kişinin atanması ve yetkilendirilmesi sürecinde gerekli özenin gösterilmesinden sorumludur.

Hukuki sorumluluk ve cezai sorumluluk olmak üzere iki çeşit sorumluluk vardır. Hukuki sorumluluk şirketin, hissedarların veya alacaklıların uğradığı zararın tazmini ile sonuçlanırken, cezai sorumluluk hapis ve para cezası ile sonuçlanır.

3.1. Hukuki Sorumluluk. Yönetim Kurulu üyeleri görev ve sorumluluklarını yerine getirirken ve yetkilerini kullanırken şirkete, TTK’nın 549 ila 561. maddeleri uyarınca Yönetim Kurulu aleyhine dava açmaya yetkili olan pay sahiplerine ve duruma göre alacaklılara karşı sorumludurlar. Kusurlu olmadığını ispat eden Yönetim Kurulu üyesinin sorumluluğuna gidilemez.

Yönetim Kurulu üyelerinin sorumluluğunda farklılaştırılmış teselsül prensibi uygulanmaktadır. Bir başka deyişle, birden fazla Yönetim Kurulu üyesinin zararın tazmininden sorumlu olması durumunda, Yönetim Kurulu üyeleri kusur dereceleri oranında ve olayın şartları kapsamında sorumlu tutulacaktır. Bu nedenle, Yönetim Kurulu üyelerine yönelik talepler, bütün olarak tek bir davada tüm Yönetim Kurulu üyelerine karşı ileri sürülebilir ve her bir Yönetim Kurulu üyesinin kusur derecesini belirlemek ve sorumlu Yönetim Kurulu üyelerine rücu etmek mahkemenin takdirindedir. [7] Yönetim Kurulu üyelerinin neden olduğu zararlar, Yönetim Kurulu üyelerinin toplu olarak verdikleri zararlar ve Yönetim Kurulu üyelerinin bireysel olarak verdikleri kişisel zararlar olmak üzere iki kategoride toplanacak ve dolayısıyla toplu ve bireysel zarar ayrımı yapılacak ve farklı sorumluluk grupları oluşturulacaktır.

Yönetim Kurulu üyelerinin bir kez genel kurul kararı ile ibra edilmesi halinde, ibra, TTK’nın 445. maddesi saklı kalmak kaydıyla başka bir genel kurul kararı ile geri çevrilemez, iptal edilemez. Ancak karara itiraz eden ve itirazını genel kurul kararına şerh ettiren pay sahiplerinin 6 (altı) ay içinde Yönetim Kurulu üyelerine karşı dava açma hakları vardır.

Genel kurulun Yönetim Kurulu üyelerinin kuruluş ve sermaye artırımı yükümlülüklerinden ibra edilmelerine ilişkin kararları, azınlığın olumlu oyu olmaksızın alınamaz.

Yönetim Kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin davalar, sorumluluğun öğrenilmesinden itibaren 2 (iki) yıl ve her halükârda, sorumluluk doğuran fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren 5 (beş) yıl içinde açılabilir. Davada yetkili ve görevli mahkeme şirketin merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi’dir.

3.2. Cezai Sorumluluk

Yönetim Kurulu üyelerinin cezai sorumluluğu TTK’nın 562. maddesi kapsamında düzenlenmiştir. Şirketin Yönetim Kurulu üyeleri ve/veya temsilcisinin/temsilcilerinin sorumlu olduğu bazı fiillere aşağıda değinilmiştir.

3.2.1. Şirket Defterlerinin Tutulması. Yönetim Kurulu, Vergi Usul Kanunu’nun gerektirdiği defter, defteri kebir, envanter defteri ve diğer defterleri TTK kurallarına uygun olarak tutmakla ve defterlerdeki kayıtlara dayanak belgeleri saklanmakla yükümlüdür. Kayıt tutma yükümlülüğünün usulüne uygun olarak yerine getirilmemesi halinde Yönetim Kurulu üyeleri en az 200 gün hapis cezası ile cezalandırılır.

Şirket denetçileri, şirketin defterlerine erişme hakkına sahiptir. Denetçilerin defterlere ulaşmasını engelleyen Yönetim Kurulu üyeleri de, 100 günden 300 güne kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

3.2.2. Şirketin Mali Tabloları. Yönetim Kurulu, şirketin mali tablolarını hazırlamakla yükümlüdür. Mali tablolar Türkiye Muhasebe Standartları’na uygun olarak hazırlanmalıdır.

Bağlı ortaklıkların Yönetim Kurulu üyeleri, ana şirket ile diğer bağlı ortaklıklar arasında gerçekleştirilen birbiriyle ilgili işlemlere ilişkin herhangi bir konuda rapor düzenlemekle yükümlüdür. Bunun yanı sıra, bağlı şirket ile ana şirketin ortakları ve ortakların yakınları arasında gerçekleşen işlemler, gerektiğinde ayrıca ibraz edilmek üzere ek bir rapora tabidir. Bu raporlar, ana şirket ile iştirakler arasındaki gerçek işlemleri ve ekonomik çıkarları yansıtmalıdır. Bu yükümlülüklerin ihlali halinde Yönetim Kurulu üyeleri en az 200 gün hapis cezası ile cezalandırılır.

3.2.3. Borç Vermeme Sorumluluğu. Şirket, herhangi bir Yönetim Kurulu üyesine veya pay sahibi olmayan herhangi bir yakınına borç para verme veya teminat verme hakkına sahip değildir. Bu yükümlülüğün ihlali durumunda, Yönetim Kurulu üyeleri en az 300 gün hapis cezasına tekabül eden para cezası ile cezalandırılır.

3.2.4. Gizlilik Sorumluluğu. Görevi gereği bir şirketin gizli bilgilerine ulaşan Yönetim Kurulu üyesi, bu tür gizli bilgileri ifşa ederse bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar para cezası ile cezalandırılır.

3.2.5. Kanuna Aykırı Belge ve Beyannameler Bulunması Hali. Kuruluş, sermaye artırımı ve azaltımı, birleşme, bölünme, tür değişikliği, tahvil ihracı ve benzeri belgelerin hazırlanmasından Yönetim Kurulu üyeleri sorumludur. Bu belgelerin gerçeğe aykırı içeriğe sahip olması halinde, Yönetim Kurulu üyeleri sorumlu tutularak 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

3.2.6. Sermaye ile İlgili Yanıltıcı Açıklamalar Yapılması Hali. Şirket sermayesinin şirket kayıtlarına gerçeğe aykırı şekilde ödenmiş olarak yansıtılması durumunda, gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişiler ile kusurlu olmaları şartıyla, şirket yetkilileri ödenmemiş miktardan müteselsilen sorumludur. Ayrıca bu kişiler, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

3.2.7. Ayni Sermaye Değerinin Değerlendirilmesinde Usulsüzlük Hali. Ayni sermaye veya iktisap konusu işletme ve varlıklarının değerini gerçek değerinden yüksek değerleyenler, gerçeğe aykırı bu değerlemeden doğan zarardan sorumludur. Dolandırıcılık bu sorumluluk için bir koşul değildir. Bu tür ihlallerde Yönetim Kurulu üyeleri, en az 90 gün hapis cezasına karşılık gelen para cezası ile cezalandırılır.

3.2.8. Sermayenin Kamudan Finanse Edilmesi Hali. 30 Temmuz 1981 tarih ve 17416 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’na göre Sermaye Piyasası Kurulu’nun (“SPK”) önceden izni olmaksızın kamudan sermaye oluşturulamaz. SPK, bu tür faaliyetlerin veya girişimlerin önlenmesi için Ankara’daki Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvurabilir.
Bir şirkete fon sağlamaya teşebbüs edenler ile fonlamaya katılan şirketin Yönetim Kurulu üyeleri, toplanan fonların SPK tarafından tahsis edilen banka hesabına yatırılmasından müteselsilen sorumlu olup altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

3.2.9. Şirket Web Sitesi Kurma Gereksinimi. TTK’nın 1524. maddesi gereğince, 397/4. madde kapsamında denetime tabi tüm sermaye şirketlerinin ilgili mevzuatta belirtilen internet sitesi ve ilan yapması zorunludur. Bu yükümlülüğe uyulmaması halinde ilgili kararların iptali yanında, 1524. maddede belirtilen içeriği usulüne uygun olarak internet sitesinde duyurmayanlar hakkında 100 güne kadar adli para cezasına hükmedilir. İnternet sitesini oluşturmayan Yönetim Kurulu üyeleri 100 ila 300 gün arasında adli para cezası ile cezalandırılır.

3.2.10. Şirket Borçlarının Ödenmemesi Hali. İcra ve İflas Kanunu’nun 333/a maddesine göre, bir şirketin kanuni veya fiili yöneticilerinin, şirketin alacaklılarını zarara uğratmak niyetiyle, şirketin borçlarını, kısmen veya tamamen ödemekten kaçınmaları halinde, alacaklıların şikayeti üzerine yöneticiler hapis ve para cezasına çarptırılabilir. Bu fiillerin başka bir cezai sorumluluk oluşturmaması halinde, Yönetim Kurulu üyeleri en az 5.000 gün para cezası ve 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

3.2.11. Taksirli İflas Hali. Tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin gösterilmemesi dolayısıyla iflasa sebebiyet veren Yönetim Kurulu üyeleri, iflasa karar verilmiş olması halinde, 2 aydan 1 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

3.3. Vergi Yükümlülüğü

Türk vergi sisteminde birincil vergi yükümlüsü vergi sahibinin kendisidir. Ancak, Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesine göre Yönetim Kurulu, şirketin ödenmemiş vergisinden vergi dairelerine karşı sorumludur. Kanunen şirketten vergi tahsilatının imkansız olduğu kanaatine varıldığında, vergi idaresi Yönetim Kurulu üyelerini bizzat sorumlu tutabilecek ve her bir Yönetim Kurulu üyesi, şirketin vergi borçlarından müteselsilen sorumlu olacaktır. Aynı durum Sosyal Güvenlik Kanununun 88/20. maddesine göre sosyal güvenlik prim borçları için de geçerlidir.

Amme Alacaklarının Tahsil Usülü Hakkında Kanun daha geniş bir sorumluluk öngörmektedir. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 35. maddesine göre şirketin tüm kamu borçlarından şirketin yetkili temsilcileri, yani Yönetim Kurulu üyeleri sorumludur. Kamu borçları, şirket tarafından usulüne uygun olarak ödenmediği takdirde, Yönetim Kurulu üyelerinin her birinden müştereken ve müteselsilen doğrudan tahsil edilebilir.

3.4. İcrai Görevi Olmayan Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğu

Yönetim Kurulu üyelerinin sorumluluğu kolektiftir. TTK’nın 367. maddesine göre şirketin yönetimi devredilmedikçe veya görevlendirilmedikçe Yönetim Kuruluna aittir. Ancak, sorumluluk ihmalden kaynaklanmakta olup, bu nedenle, genel bir ilke olarak, icrai yetkisi olmayan bir Yönetim Kurulu üyesinin, şirketin veya üçüncü kişilerin uğradığı zararlardan sorumlu olmayacağını söyleyebiliriz. Bununla birlikte, ispat külfeti icrai görevi olmayan Yönetim Kurulu üyesinin üzerinde olup, üye, sorumlu olmadığını ispat etmeden sorumluluktan kendiliğinden kurtulamaz.

3.5. Yabancı Yönetim Kurulu Üyeleri Üzerindeki Yargı Yetkisi

Türk mahkemeleri, Türkiye’de yapılan veya Türkiye’de sonuçları olan iş ve işlemlerde, bunları yapan veya uygulayan kişilerin uyruğuna bakılmaksızın yargı yetkisine sahiptir. Bu nedenle, kural olarak, herhangi bir yabancı bu tür iş ve işlemlerden dolayı Türk mahkemelerinin yargı yetkisine tabidir ve bu yabancı kişi ve/veya mameleki Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde olduğu sürece mahkeme kararı doğrudan uygulanacaktır. Ancak, mahkeme kararlarının Türkiye sınırları dışında kalan yabancı kişiler/mallar üzerindeki sonuçları, birincisi özel hukuk mahkemeleri, ikincisi ise ceza mahkemeleri olmak üzere iki alt başlıkta incelenmelidir.

Yabancılar hakkında Türk mahkemesi kararının infaz edilip edilemeyeceği konusu menşe ülkesi veya ikamet ettikleri ülke veya malvarlığının bulunduğu ülke özel hukuku dikkate alınarak o ülkenin mevzuatı ile cevaplandırılabilir.

Türkiye sınırları içinde bulunmayan yabancılar hakkında ceza mahkemesi kararının infaz edilip edilemeyeceği konusu ise Türk Ceza Kanunu ile Türk ve yabancı hükümetlerle imzalanan uluslararası anlaşmalar ve ikili anlaşmalar ile düzenlenmektedir.

Takdir edileceği gibi, modern mevzuatlarda kişiler bulundukları ülkenin ceza kanunlarına tabidir. Türk ceza mevzuatı da aynı yapıyı öngörmektedir: Türkiye’de gerçekleştirilen herhangi bir cezai eylem, failin uyruğuna bakılmaksızın Türk Ceza mahkemelerinin yargı yetkisine girer. Türk mevzuatı daha da ileri gitmekle birlikte, Türk Ceza Kanunu’nun 12/3 maddesi ile yabancı bir vatandaşın bir Türk vatandaşına veya Türk kanunlarına göre kurulmuş bir kuruluşa karşı bir fiil işlemesi halinde, bu suçun öngörülmesi şartıyla, Türk Ceza Kanunu’na göre en az bir yıl hapis cezasına çarptırılması öngörülmesi ve Türkiye’de bulunması halinde ilgili Türk ceza mahkemesinde yargılanması gerekir. Bu nedenle, şirket yöneticilerinin yabancı olsun ya da olmasın özellikle cezai sorumluluğunun kural olarak Türk Ceza Kanunu ve Türk Ceza Mahkemelerinin yargı yetkisine tabi olacağı sonucuna varabiliriz.

4. Sonuç

Mer’i TTK’nın yürürlüğe girmesi ile birlikte Yönetim Kurulu üyeliği hukuki, cezai, idari ve vergisel sorumlulukları nedeniyle önemli bir görev haline gelmiştir. Genel kusur sorumluluğu ve ispat külfeti, her bir Yönetim Kurulu üyesinin asli sorumluluğunu ortaya koymaktadır. Yönetim Kurulu üyelerinin TTK kapsamındaki yükümlülüklerini ihlali, şirkete, pay sahiplerine ve alacaklılara Yönetim Kurulu üyelerinin kusurlarından doğan zararlarını tazmin etme hakkı verir.

Yönetim Kurulu üyeleri görevlerini yerine getirirken dikkatli ve özenli davranmalıdır. Yönetim Kurulunun yetkilerini devrederken bile yüksek dikkat ve özen göstermek ve yetkilerini devredeceği kişi veya kişilerin işin ehli kişiler olmasını temin etmek durumundadır. Bunun gibi şirket tarafından kamu alacaklarının ödenmemesi, Yönetim Kurulu üyelerini şirketin kamu borçlarını (vergi, gümrük vergileri, sosyal güvenlik primleri vb.) şahsi varlıkları ile ödeme riski altına sokmaktadır. Bununla birlikte, yukarıda sözü edilen kapsamlı özen yükümlülüğü ve hukuki ve cezai sorumluluk yanında, TTK’da, Yönetim Kurulu üyeleri için birtakım hak ve menfaatler de düzenlenmektedir. TTK’nın 394. maddesine göre, Yönetim Kurulu üyelerine Genel Kurul tarafından maaşa ek olarak, yevmiye, prim veya ikramiye veya diğer menfaatler sağlanabilir. Ayrıca, Yönetim Kurulu üyelerine mahkeme prosedürleri veya tazminat sorunlarına ilişkin kaygı duymaksızın görev ve sorumluluklarına odaklanmalarına yardımcı olmak için profesyonel sigorta da yaptırılabilir.

Referanslar

[1] 14 Şubat 2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6102 sayılı Kanun.
[2] 12 Ekim 2004 tarih ve 25611 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 5237 sayılı Kanun.
[3] 16 Haziran 2006 tarih ve 26200 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5510 sayılı Kanun.
[4] 12 Ocak 1961 tarih ve 1075 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 213 sayılı Kanun.
[5] 28 Haziran 1953 tarih ve 8469 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6183 sayılı Kanun.
[6] 19 Haziran 1932 tarih ve 2128 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2004 Sayılı Kanun.
[7] Poroy/Tekinalp/Çamoğlu, Ortaklıklar Hukuku I, 14. Baskı, İstanbul 2019, S.434.